7338 Sayılı “Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 26.10.2021 tarihli ve 31639 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Yürütme ve yürürlük maddeleri dahil toplam 63 maddeden oluşan Kanun ile yapılan düzenlemelerden öne çıkan bazı hususlara bu bültenimizde yer vermekteyiz.
Bu hususla ilgili madde şöyle:
‘’MÜKERRER MADDE 20/B – İnternet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden müstesnadır.
Bu istisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye’de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şarttır.
Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarı üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak ve Kanunun 98 ve 119 uncu maddelerindeki esaslar çerçevesinde beyan edip ödemekle yükümlüdür. Bu tutar üzerinden 94 üncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz.
Mükelleflerin birinci fıkra kapsamı dışında başka faaliyetlerinden kaynaklanan kazanç ya da iratlarının bulunması istisnadan faydalanmalarına engel değildir.
Birinci fıkra kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar ile faaliyete ilişkin tüm gelirlerini ikinci fıkrada belirtilen şartlara göre tahsil etmeyenler bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur.
İstisnaya ilişkin şartların taşınmadığının tespit edilmesi halinde eksik tahakkuk etmiş olan vergi, vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur.
Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan tevkifat oranını her bir faaliyet türü için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye; Hazine ve Maliye Bakanlığı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Bu düzenleme 1/1/2022 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde (26.10.2021) yürürlüğe girmiştir
Geçici vergi dönemleri 1.1.2022 tarihinden itibaren aşağıdaki gibi olacaktır
Birinci dönem: Ocak - Şubat - Mart
İkinci dönem: Nisan - Mayıs - Haziran
3-Vergiye Uyumlu Mükelleflerde Vergi İndiriminden Faydalanabilme Koşullarının Kolaylaştırılması
Vergi indiriminden faydalanabilmek için gerekli şartlardan biri de indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmamasıdır.
7338 Sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile GVK’nin mükerrer 121 inci maddesinde yapılan değişiklik uyarınca;
İndirimden yararlanma koşulu olan indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki iki yılda haklarında tarhiyat yapılmamış olması koşulu, yapılan tarhiyatların kesinleşmesine bağlanmaktadır.
Kesinleşen tarhiyatın her sene yeniden belirlenen indirim tutarı üst sınırının %1 inden az olması durumunda da indirimden yararlanma şartları ihlal edilmiş sayılmayacaktır. Örneğin 2022 yılında verilecek beyannameler için bu tutar 3.000.000 TL olarak belirlenirlenecek olursa, bunun %1 ‘i olan 30.000 TL’ye kadar 2019, 2020 ve 2021 yılları için kesinleşen tarhiyatlar indirim şartını ihlal etmiş sayılmayacaktır.
Ayrıca, indirimden yararlanmak için ilk aşamada ilgili yıllar itibarıyla kesinleşmiş tarhiyat olmaması kuralı getirildiği için, yapılan tarhiyatın indirimden yararlanıldıktan sonra kesinleşmesi durumunda yararlanılan indirimin mükelleften geri alınmasına ilişkin hüküm madde metninden çıkarılmış, indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası olmaksızın tarh edilecektir.
Vergi indiriminden yararlanılabilmesi için beyana tabi vergi türleri itibarıyla kesinleşmiş bir tarhiyat bulunmaması koşulunda da değişiklik yapılmakta; ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış ve kesinleşmiş bir tarhiyat bulunmaması koşulu vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme 1/1/2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
4. Nakdi Sermaye Artırımı Uygulamasında Yurt Dışından Gelen Sermayeye Daha Fazla İndirim İmkanı
Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer indirimler” başlıklı 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde; sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan "Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı" dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50'sinin kurum kazancından indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
7338 Sayılı Kanunun 59 uncu maddesi ile KVK’nin 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yapılan değişikliğe göre, söz konusu %50 oranı yurt dışından gelen sermaye payları için %75 olarak uygulanacaktır.
Bu düzenleme, kanunun yayımı tarihi itibariyle (26.10.2021) yürürlüğe girmiş olup; bu tarihten itibaren artırılan sermaye yükümlülükleri açısından geçerli olacaktır.
5. Enflasyon Düzeltmesi Koşullarının Oluşmadığı Dönemlerde Yeniden Değerleme İmkanı Getirilmesi
Yeniden değerleme uygulaması 1.1.2004 tarihine kadar VUK’un mükerrer 298 inci maddesinde düzenlenmekteydi. 30 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5024 Sayılı Kanun ile 1.1.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere, “Yeniden Değerleme” başlıklı mükerrer 298 inci maddenin başlığı “Enflasyon düzeltmesi ve yeniden değerleme oranı” olarak değiştirilmiş ve ilgili madde hükmünden yeniden değerleme uygulaması kaldırılmıştı.
Şuan, 7326 sayılı Kanun'un 11 nci maddesi ile Vergi Usul Kanununun geçici 31 inci maddesine eklenen 7 nci fıkra ile 31.12.2021 tarihine kadar şirketlerin aktiflerinde bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutarak (Yİ-ÜFE değerine) bugünkü değerine getirilmesine imkanı sağlanmaktadır. Ayrıca değer artışı tutarı üzerinden %2 oranında vergi hesaplanmaktadır.
7338 Sayılı Kanunun 31 inci maddesi ile VUK’un mükerrer 298 inci maddesi başlığı “Enflasyon düzeltmesi, yeniden değerleme oranı ve yeniden değerleme:” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye tekrardan, yeniden değerleme uygulamasını getiren yeni bir fıkra eklenmiştir.
Diğer taraftan, VUK’un mükerrer 298 inci madde metninde yeniden değerleme işlemi sonrasında hesaplanacak bir vergiden söz edilmemektedir; ancak 7338 Sayılı Kanunun 52 nci maddesi ile VUK'a eklenen geçici 32 nci maddede, mükerrer 298 nci maddesine eklenen (Ç) fıkrası uyarınca yeniden değerleme yapacak mükelleflerin, istemeleri halinde, ilk kez yeniden değerleme yapacakları hesap döneminden önceki hesap döneminin sonu itibarıyla bilançolarına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini maddede yer alan kapsam, şart ve hükümlere uymak koşuluyla yeniden değerleyebileceklerine ilişkin hükümlere yer verilmiş olup; bu maddede, pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarı üzerinden %2 oranında vergi hesaplanacağına yer verilmiştir.
6. Amortisman Uygulamasında Gün Esası ve Amortisman Sürelerini Uzatabilme İmkanı
7338 Sayılı Kanunun 34 üncü maddesi ile VUK’un 320 nci maddesinde yapılan değişiklikle, işletme aktifine yeni kaydedilecek amortismana tabi iktisadi kıymetler için aktife girme tarihinden itibaren günlük esasa göre amortisman ayrılabilmesi bir seçimlik imkan olarak mükelleflere tanınmakta ve bunun yanı sıra daha uzun faydalı ömürler dikkate alınarak amortisman sürelerini uzatabilme imkanı getirilmektedir.
Buna göre;
Bu düzenleme kanunun yayımı tarihinden (26.10.2021) itibaren yürürlüğe girmiştir.
7. Şüpheli Alacak Uygulamasında Dava ve İcra Takibine Değmeyecek Derecede Küçük Olan Alacaklara İlişkin Azami Bir Tutar Belirlenmesi
Şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için temel kural, alacağın tahsilinin şüpheli hale gelmesinin tespit edilmesidir. Alacağın tahsilinin hangi durumlarda şüpheli sayılacağına ilişkin belirlemede VUK’un 323 üncü maddesinde aşağıdaki ölçütler sayılmıştır:
Ancak hangi tutardaki alacakların dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacak olduğu konusunda belirsizlik vardır.
7338 Sayılı Kanunun 35 inci maddesi ile VUK’un 323 üncü maddesinde yapılması öngörülen değişikle, dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin 3.000 TL’lik bir azami tutar belirlenerek bu konudaki belirsizlik giderilmektedir.
8. Yenileme Fonu Ayrıldığı Durumlarda Fon Hesabındaki 3 Yıllık Bekleme Süresinin Başlangıcı
Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde satıştan doğan kâr, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami 3 yıl süre ile tutulabilmektedir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan kârlar ise üçüncü yılın vergi matrahına eklenmektedir.
Bu uygulama çerçevesinde, söz konusu 3 yıllık sürenin, satışın yapıldığı yıldan mı yoksa satışın yapıldığı tarihi takip eden yıldan itibaren mi başladığı tereddüt konularındayken 7338 Sayılı Kanunun 36 ncı maddesi ile VUK’un 328 inci maddesinde yapılan değişiklikle, 3 yıllık sürenin, satışın yapıldığı tarihi takip eden yıldan itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kâr, satışın yapıldığı yılı takip eden 3 üncü takvim yılının kar ve zarar hesabına eklenecektir.
9. Yatırıma Katkı Tutarının %10’luk Kısmının ÖTV ve KDV Hariç, Diğer Vergi Borçlarından Terkin Edilmek Suretiyle Kullanılmasına Olanak Sağlanması
Kurumlar Vergisi Kanununun mevcut 32/A maddesinde yer alan indirimli kurumlar vergisinde, mükellefler yatırım teşvik belgesi kapsamında yapmış oldukları yatırımlar nedeniyle hak kazandıkları yatırıma katkı tutarlarını, gerek yatırım tamamlandıktan sonra elde ettikleri gelirlerine, gerekse de yatırım döneminde diğer faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerine indirimli oranda kurumlar vergisi uygulamak suretiyle kullanabilmektedirler.
7338 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi ile KVK’nin 32/A maddesine eklenen 8 inci fıkrayla, yatırım katkı tutarının %10'luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, ÖTV ve KDV hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilecektir.
Bu tutar ile birlikte bu tutarın bir katı, vazgeçilen yatırıma katkı tutarı olarak toplam yatırıma katkı tutarından düşülecektir. Yatırımın bütünü itibarıyla terkini talep edilebilecek toplam tutarın hesabında ise, mükellefin ilgili yatırım teşvik belgesi kapsamındaki toplam yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10’unun aşılması mümkün olmayacaktır.
10. İnceleme Esnasında Pişmanlıkla Beyanname Verilmesi
VUK’un 371 inci maddesinin (2) numaralı bendinde “Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde her hangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması.” pişmanlık hükümlerinden yararlanarak beyanname verebilmenin koşullardan biri olarak sayılmaktadır.
İlgili madde metninden de anlaşılabileceği üzere, mükellefler beyana dayanan vergilerle ilgili olarak vergi incelemesine başlandıktan sonra pişmanlık hükümlerinden faydalanarak beyanname verememektedirler.
7338 Sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile VUK’un 371 inci maddesinin (2) numaralı bendinin “Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde” ibaresi “Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde haber verilen olayın ilgili olduğu vergi türüne ilişkin bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın ve ilgili olduğu vergi türünün takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması.” şeklinde değiştirilerek, mükelleflerin, haklarında yapılmakta olan vergi incelemesi ya da yapılan takdire sevk işlemine ilişkin vergi türünden farklı vergi türü için pişmanlıkla beyanname verebilmesi mümkün hale gelmiştir
11. Tekerrürde Artırım Tutarının Kesinleşen Cezadan Fazla Olmaması
VUK'un 339 uncu maddesinde, "Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanır." hükmüne yer verilmektedir.
İlgili Kanunun 38 inci maddesi ile VUK'un 379 uncu maddesinde yapılan değişiklikle, tekerrürde artırım tutarının kesinleşen cezadan fazla olmaması düzenlenmiştir. Buna göre, kesinleşen bir cezadan sonra, maddede yer alan süreler içinde yeniden ceza kesilmesi durumunda, kesilecek bu ceza üzerine eklenecek artırım tutarı, kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olmamak üzere, kesilen cezanın %50’si olacaktır.
Bu düzenleme, kanunun yayımı tarihinden (26.10.2021) itibaren yürürlüğe girmiştir.
12. 5.000 Türk lirasını Aşan Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezaları Uzlaşma ve Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Kapsamına Alındı. Ayrıca, 5.000 lirayı aşmayanlar içinde attırımlı indirim uygulanacak.
Mükellef tarafından, ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları ile 5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük(7338 s. Kanun ile eklendi) cezalarının (359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen ceza ve 370 inci maddenin (b) fıkrası kapsamında kendilerine ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükelleflere mezkur maddeye göre kesilen ceza hariç) tahakkuk edecek miktarları konusunda, vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten ya da 369 uncu maddede yazılı yanılmadan kaynaklandığının veya bu Kanunun 116, 117 ve 118 inci maddelerinde yazılı vergi hataları ile bunun dışında her türlü maddi hata bulunduğunun veya yargı kararları ile idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumunda, idare bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde mükellefler ile uzlaşabilir. (7338 s. Kanun ile eklenen cümle)Uzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınır ve 5.000 Türk lirasını aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için Kanunun 376 ncı maddesindeki indirim oranı %50 artırımlı olarak uygulanır.
13. Alış Bedeli Ölçütünün Kanuna Eklenmesi
Değerleme ölçüleri, VUK’un 261 inci maddesinde sayılmakta olup, bunlar; maliyet bedeli, borsa rayici, tasarruf değeri, mukayyet değer, itibari değer, vergi değeri, rayiç bedel, emsal bedeli ve ücretidir.
7338 Sayılı Kanunun 26 ncı maddesi ile VUK’un 261 inci maddesinin birinci fıkrasına 9 uncu değerleme ölçütü olarak “Alış bedeli” eklenmiştir.
Diğer taraftan, aynı kanunun 28 inci maddesi ile VUK’a eklenen 268/A maddesiyle alış bedelinin tanımı aşağıdaki şekilde yapılmıştır.
“Alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedelidir. İktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi ile ilgili diğer giderler alış bedeline dâhil değildir.”
Bu düzenleme, kanunun yayımı tarihinden (26.10.2021) itibaren yürürlüğe girmiştir.
14. Maliyet Bedeline Girmesi Zorunlu Olan ve Olmayan Unsurların Belirlenmesi
Maliyet Bedeli tanımına VUK’un 262 nci maddesinde yer verilmiştir. Bununla birlikte, VUK’ta hangi iktisadi kıymetin (gayrimenkul, demirbaş, emtia gibi) değerlemesinde, değerleme ölçüsü olarak “maliyet bedeli” kullanılacağı toplu bir halde sıralanmamaktaydı.
7338 Sayılı Kanunun 27 nci maddesi ile VUK’un 262 nci maddesinde yapılan düzelemeyle, maliyet bedeline girmesi zorunlu olan ve olmayan unsurlar kapsamlı ve sistematik olarak sayılmak suretiyle kanuna eklenmektedir. Uygulamada tereddütlere neden olan, maliyet bedeline zorunlu veya ihtiyari olarak dâhil edilmesi öngörülen giderler sayılmak suretiyle maliyet bedelinin nelerden oluştuğu açıklığa kavuşturulmaktadır.
Buna göre aşağıda sayılan giderler de maliyet bedeline dâhil edilecektir.
Gayrimenkullerle doğrudan ilgili olması şartıyla, bunların envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar alınan hibeler maliyet bedelinden indirilecektir.
İktisadi kıymetin (emtia hariç) iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile ilgili olan özel tüketim vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanımını destekleme fonunu maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.
15. Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları kapsamında uygulanan Karşılıklı Anlaşma Usulüne ilişkin düzenlemeler
Ülkemizin taraf olduğu Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarının tamamında Karşılıklı Anlaşma Usulüne ilişkin hükümlere yer verilmektedir. Karşılıklı Anlaşma Usulü, genellikle anlaşmaların 25 inci maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Karşılıklı Anlaşma Usulü, uluslararası vergi anlaşmalarına aykırı bir vergileme olduğunda mükelleflere ulusal çözüm yollarıyla bağlı kalmaksızın durumlarını, olayına göre, mukim oldukları veya vatandaşı oldukları devletin yetkili makamlarına da iletme imkânı veren bir çözüm yolu önermektedir.
Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarının Karşılıklı Anlaşma Usulü (KAU) maddesinin uygulanması Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde yayımlanmakta olan "Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında Yer Alan Karşılıklı Anlaşma Usulüne İlişkin Rehber" ile açıklanmaktadır.
7338 Sayılı Kanunun 46, 47, 48, 49 ve 50 nci maddeleri ile VUK’a eklenmesi öngörülen ek 14, 15, 16, 17 ve 18 inci maddelerle Karşılıklı Anlaşma Usulü uygulamasının VUK’ta düzenlenmesi sağlanmaktadır.
Bu düzenleme, 1/1/2022 tarihinden itibaren yapılacak başvurulara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
16. Elektronik Ortamda Vergi Dairesinin Kurulması
7338 Sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile VUK’un 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yapılması öngörülen değişiklikle, fiziki ortamdan bağımsız olarak elektronik ortamda vergi dairesinin kurulması, vergi dairelerinin diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlenmesi suretiyle mükelleflere hızlı ve etkin hizmet verilebilmesinin sağlanması, vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda kurulan vergi daireleri tarafından da yerine getirilmesini temin edecek düzenlemeler yapma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.
17. Vergi İncelemenin Uzaktan Yapılabilmesi
Vergi incelemeleri, esas itibariyle incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılmaktadır.
7338 Sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile VUK’un 139 uncu maddesinde yapılan değişiklikle, vergi incelemelerinin inceleme elemanının dairesinde uzaktan yapılabilmesine imkan sağlanmaktadır.
Bu düzenleme 1/7/2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
18. Vergi İncelemesine “Yazılı Bildirim” ile Başlanması
Vergi incelemelerine, mükellef ile birlikte imzalanan incelemeye başlama tutanağı düzenlenerek başlanılmaktadır.
7338 Sayılı Kanunun 18 inci maddesi ile VUK’un 140 ıncı maddesinde yapılan değişiklikle, incelemeye tutanak düzenlenerek başlanılmayacak, bunun yerine mükellefe yapılacak “yazılı bildirim” ile incelemeye başlanacaktır.
Bu düzenleme 1/7/2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
19. Elektronik Ortamda Tutulan Defterler için Berat Alınması veya Defterlerin Onaylanmasının Tasdik Yerine Geçmesi
Elektronik defterlerin tasdikiyle ilgili VUK’ta herhangi bir açıklama bulunmamaktaydı.
Bu Kanunun 20 nci maddesiyle VUK’a eklenen 226/A maddesiyle, fiziki ortamda tutulan defterlerde bulunan tasdik zorunluluğuna benzer şekilde, e-defterler için berat alınması veya defterlerin onaylanmasının tasdik hükmünde sayılması, berat alınması ve onay işlemlerinde belirlenen usul, esas ve sürelere uyulmaması halinde ise defterlerin tasdik ettirilmemiş sayılması düzenlenmektedir.
İlgili düzenleme kanunun yayımı tarihinden (26.10.2021) itibaren yürürlüğe girmiştir.
20. YMM Tasdik Raporu Gerektiren Durumlar için 60 Günlük Ek Süre Verilmesi
Vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden yararlanılması için kimi durumlarda yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu aranmaktadır.
7338 Sayılı Kanunun 22 nci maddesi ile Vergi Usul Kanunu (VUK)’un mükerrer 227 nci maddesinde yapılan değişiklikle, yararlanılması yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibrazı şartına bağlanan muafiyet, istisna, zarar mahsubu ve benzeri konularda, tasdik raporunun süresi içerisinde ibraz edilmemesi durumunda, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilmesi ve bu süre içinde verilmesi halinde tasdik raporunun zamanında verilmiş sayılması; tasdik raporunun bu süre içinde ibraz edilmemesi halinde ise tasdike konu haktan yararlanamaması düzenlenmektedir.
21. Varlık Yönetim Şirketlerine Uygulanan Bazı İstisnaların Sürekli Hale Getirilmesi
Varlık yönetim şirketlerine kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince damga vergisi, harç ve KKDF istisnası uygulanmaktadır.
7338 Sayılı Kanunun 58 inci maddesi ile 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 143 üncü maddesinin altıncı fıkrasında yapılan değişiklikle, varlık yönetim şirketlerine kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen 5 yıl süresince uygulanan damga vergisi, harç ve KKDF istisnası sürekli hale getirilmekte, söz konusu şirketlere tanınan banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin istisna kaldırılmaktadır.
Bu düzenleme kanunun yayımı tarihinden (26.10.2021) itibaren yürürlüğe girmiştir.
22. Sermaye Piyasası Kanununun 31/B maddesi kapsamında teminat yöneticisinin taraf oldukları dahil olmak üzere sermaye piyasası araçlarının ihracına konu teminatlara ilişkin olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanması
7338 Sayılı Kanunun 54 üncü maddesi ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV- Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (36) numaralı fıkrasında yapılması öngörülen değişiklikle, Sermaye Piyasası Kanununun 31/B maddesi kapsamında teminat yöneticisinin taraf oldukları dahil olmak üzere sermaye piyasası araçlarının ihracına konu teminatlara ilişkin olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanmaktadır.
23. Basit Usule Tabi Olanların Ticari Kazançları Gelir Vergisinden İstisna Tutulması
GVK’nin 47 inci maddesinde basit usule tabi olmanın genel şartları ve 48 inci maddesinde basit usule tabi olmanın özel şartlarına yer verilmektedir.
GVK’nin 46 ncı maddesinde ise basit usulde ticari kazançın, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet fark olduğu; bu fark yapılan faaliyetle ilgili olarak VUK hükümlerine göre alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderler ile hasılatlara ilişkin belgelerde yazılı tutarlara göre hasaplanacağı ve bu suretle tespit ve beyan olunan kazancın vergi tarhına esas alınacağına hükmedilmiştir.
7338 Sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile GVK’ye eklenen mükerrer 20/A maddesiyle, GVK’nin 47 ve 48 inci maddelerinde yazılı şartları karşılayarak basit usulde vergilendirilen mükelleflerin ticari kazançları, gelir vergisinden istisna edilmektedir. İstisna kapsamındaki bu kazançlar için yıllık beyanname verilmeyecek ve diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu kazançlar beyannameye dâhil edilmeyecektir.
24. Gider Pusulasının Düzenlenme Zorunluluğunun Bulunduğu Durumlara Açıklık Getirilmesi
7338 Sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile VUK’un 234 üncü maddesinde yapılan düzenlemeyle, gider pusulasının düzenlenme zorunluluğunun bulunduğu durumlara açıklık getirilmekte ve belgenin düzenlenme süresinin de 7 gün olduğu açık bir şekilde ifade edilmektedir.
Ayrıca, maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı vb.) ile bu Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilmekte ve bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmemesi sağlanmaktadır.
Bu düzenleme yayımı tarihini takip eden ayın başında (1.11.2021) yürürlüğe girecektir.
25. Tarımsal destekleme ödemelerinde kazanç istisnası getirilmesi
Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerin vergilendirme usulü tevkifat yoluyla vergilendirme olduğu için, bu ödemeler de ödemenin niteliğine göre farklı oranlarda tevkifat yoluyla vergilendirilmektedir.
7338 Sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile GVK’ye eklenen mükerrer 20/C madde ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından çiftçilere yapılan destek ödemeleri gelir vergisinden istisna edilmekte ve bu ödemelerden herhangi bir vergi kesintisi yapılmaması sağlanmaktadır.
Bu düzenleme yayımı tarihinde (26.10.2021) yürürlüğe girmiştir.
26. Tarımsal destekleme ödemelerinde kazanç istisnası getirilmesi
Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerin vergilendirme usulü tevkifat yoluyla vergilendirme olduğu için, bu ödemeler de ödemenin niteliğine göre farklı oranlarda tevkifat yoluyla vergilendirilmektedir.
7338 Sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile GVK’ye eklenen mükerrer 20/C madde ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından çiftçilere yapılan destek ödemeleri gelir vergisinden istisna edilmekte ve bu ödemelerden herhangi bir vergi kesintisi yapılmaması sağlanmaktadır.
Bu düzenleme yayımı tarihinde (26.10.2021) yürürlüğe girmiştir.
İlgili 7338 sayılı Kanun metnine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211026-1.htm
Bu Bülten konusunda ek sorunuz olması halinde lütfen aramakta tereddüt etmeyiniz. Bu bülteni www.penetra.com.tr adresinden her zaman yükleyebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Diğer taraftan, bültenlerimiz mevzuattaki gelişmeleri özet olarak vermeyi amaçlıyor olup, uygulamanın doğru ve eksiksiz olarak yönlendirilmesi açısından daima profesyonel destek almanızı tavsiye ederiz.
Dr. İbrahim Tutar
Gizem Büyükduran
Sayfamızı Paylaşın
|