252 sıra nolu gelir vergisi tebliği, 6 Ekim 2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 315 sıra nolu gelir vergisi tebliğiyle değiştirildi. Bu değişiklikle birlikte gerekli belgelerin verilmesi kaydıyla, tevkif suretiyle ödenen gelir ve kurumlar vergisinin 50.000 liraya kadar olan kısmının teminatsız ve incelemesiz olarak nakden iadesi mümkündür. 50.000 lira ile 500.000 lira arası olan nakden iade, bir yeminli mali müşavirle süresinde tam tasdik sözleşmesi yapılmış olması kaydıyla, tam tasdik raporuna dayanarak; 500.000 lirayı aşan nakden iadeler ise, teminatla ve/veya vergi incelemesi sonucuna göre yapılabilecektir. Mükelleflerin tevkif suretiyle fazla ödenen vergisini üçüncü şahsıların vergi borçlarına mahsubunu talep edebilmesi için ise, vergi iadesinin nakden iade aşamasına gelmesi gerekmektedir
Mahsuben iade için bundan sonra iade talebinin, 429 sıra nolu VUK Tebliğinin ekinde yer alan 1A iade talep dilekçesiyle yapılması ve kayıtlara geçirilmesi gerekiyor.
Mahsuba ilişkin iade talep dilekçesinin (1A) verilmiş olması kaydıyla, mükelleflerin vergi borçlarına ilişkin mahsup talepleri yıllık beyannamenin verildiği tarih esas alınarak yerine getirilecektir.
Yeni düzenlemeyle birlikte, tevkif suretiyle ödenen gelir ve kurumlar vergisinin, mükelleflerin kendi vergi borçlarına mahsuben iadesinde, teminat ve vergi incelemesi aranmayacak. Tebliğde, sadece ‘’Mükellefler dilerlerse ortağı bulundukları adî ortaklık veya kollektif şirketlerin müteselsilen sorumlu oldukları vergi borçlarına da mahsuben iade talebinde bulunabilirler.’’ Dendiği için, üçüncü kişilerin vergi borçlarına mahsuben iade mümkün değil. 315 sıra nolu GVK Tebliğinde, sadece nakden iade edilebilir aşamaya gelen vergi iadesinin üçüncü şahısların vergi borçlarına mahsubu talep edilebileceği belirtilmiş bulunmaktadır.
Buna göre, mükellefin tevkif suretiyle fazla ödenen vergisini üçüncü şahsıların vergi borçlarına mahsubunu talep edebilmesi için, vergi iadesinin nakden iade aşamasına gelmesi gerekiyor. Nakden iade aşaması da aşağıda açıklanmaktadır.
315 sıra nolu GVK Tebliği ile 252 sıra nolu Tebliğin “1.3.2. Nakden İade” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Nakden iade taleplerinin iade talep dilekçesi (1A) ile yapılması şarttır. Tevkif yoluyla kesilen vergilere ilişkin nakden iade edilecek tutarın 50.000 Türk Lirasını geçmemesi halinde iade talebi, iade talep dilekçesi (1A) ile birlikte bu dilekçenin “Nakden İadelere İlişkin Açıklamalar” kısmında yer alan eklenecek belgelerin eksiksiz ibraz edilmesi kaydıyla inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirilir. Bu kapsamda;
- Ücret geliri elde edenler için işveren tarafından vergi kesintisinin yapıldığını gösteren yazının onaylı örneğinin,
- Gayrimenkul sermaye iradı elde edenler için kira kontratının onaylı örneğinin,
- Menkul sermaye iradı elde edenler için vergi kesintisinin yapıldığını gösteren belgenin onaylı örneğinin,
- Serbest meslek kazancı elde edenler için tevkif yoluyla kesilen vergilerin vergi sorumlusu adına tahakkuk ettiğini gösteren belgenin onaylı örneğinin,
- Kurumlar vergisi mükellefleri ile ticari veya zirai kazanç elde edenler için tevkif yoluyla kesilen vergilerin vergi sorumluları tarafından ilgili vergi dairesine ödenmiş olduğuna ilişkin belgenin ilgili kurumca onaylanan bir örneğinin,
iade işlemini gerçekleştirecek olan vergi dairesine iade talep dilekçesi (1A) ile birlikte ibraz edilmesi yeterlidir.
Bu kapsamda yapılacak nakden iade işlemlerinde tevkifat yapılan kişinin adı soyadı, vergi kimlik numarası (T.C. kimlik numarası), ödemenin gayri safi tutarı ve yapılan tevkifatın tutarına ilişkin bilgiler ile tevkif yoluyla kesilen vergilerin ödenip ödenmediği hususunun vergi daireleri tarafından GİBİNTRANET/Yönetim Bilgi Sistemi (YBS) ekranından tespit edilebilmesi durumunda, bu bilgilere ilişkin belgeler mükelleflerden ayrıca kağıt ortamında aranılmayacaktır.
Ancak, nakden iadeye ilişkin bilgilerin YBS ekranından tespit edilememesi durumunda belirtilen belgelerin dilekçe ekinde istenilmesine devam edilecektir.
Nakden yapılacak iade taleplerinin 50.000 Türk Lirasını aşması halinde, 50.000 Türk Lirasını aşan kısım Vergi Usul Kanununa göre vergi inceleme yetkisi bulunanlarca yapılacak inceleme sonucunda düzenlenecek vergi inceleme raporuna göre iade edilir. 50.000 Türk Lirasına kadar olan kısım ise, iade talep dilekçesi (1A) ve eklerinin eksiksiz ibraz edilmesi koşuluyla teminat aranmaksızın ve inceleme raporu beklenmeksizin iade edilir.
İade talebi teminat gösterilmesi halinde inceleme sonucu beklenmeksizin yerine getirilir. Teminat olarak 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılanlardan bir veya bir kaçı gösterilebilir. Banka teminat mektuplarının (süresiz-şartsız) paraya çevrilmeleri konusunda hiçbir sınırlayıcı şart taşımaması ve 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar tarafından düzenlenmiş olması gerekir.
Nakden iade talebinin 500.000 Türk Lirasına kadar olan kısmı mükellefle süresinde tam tasdik sözleşmesi düzenlemiş yeminli mali müşavirce düzenlenecek tam tasdik raporu uyarınca iade edilebilir. İade talebinin 500.000 Türk Lirasını aşan kısmının iadesi ise vergi inceleme yetkisi bulunanlarca düzenlenen vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.
Genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve sermayelerinin en az %51 veya daha fazlası bu kurumlara ait işletmelere yapılacak iadeler, bu Tebliğde belirtilen belgelerin ibrazı üzerine miktara bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir.
Nakden iade edilebilir aşamaya gelen alacağın üçüncü şahısların vergi borçlarına mahsubu talep edilebilir. Bu mahsup işlemine ilişkin verilecek iade talep dilekçesine (1A), Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 429)’nin ekinde yer alan “Üçüncü Kişilerin/Kurumların Vergi Borçlarına Mahsup Talebine İlişkin Liste” eklenir. Bu şekilde yapılan mahsup talepleri düzeltme fişinin onaylandığı tarih itibarıyla yerine getirilir.
İade talebinin kısmen mahsuben kısmen nakden olması halinde, söz konusu talepler bu Tebliğde yer alan açıklamalar çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirilir. Dolayısıyla talebin tümünün nakit iadesi olarak kabul edilerek işlem yapılması söz konusu değildir.
Nakden iade talepleri ile ilgili olarak bu bölümde belirtilen dilekçe ve eklerinin ibrazı, talep edilen tutarın tamamı için aranılacaktır.
Bu bölümde yer alan tutarlar her yıl bir önceki yıl için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu miktarların hesabında ise 1.000 Türk Lirasına kadar olan tutarlar dikkate alınmayacaktır.”
Buna göre, gerekli belgelerin verilmesi kaydıyla, tevkif suretiyle ödenen gelir ve kurumlar vergisinin 50.000 liraya kadar olan kısmının teminatsız ve incelemesiz olarak nakden iadesi mümkündür. 50.000 lira ile 500.000 lira arası olan nakden iade, süresinde tam tasdik sözleşmesi yapılmış olması kaydıyla, tam tasdik raporuna dayanarak; 500.000 lirayı aşan nakden iadeler ise, teminatla ve/veya vergi incelemesi sonucuna göre yapılabilecektir.
Ödenen geçici vergi tutarının, geçici verginin ilgili olduğu döneme ilişkin olarak verilen beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden fazla olması halinde, mahsup edilemeyen tutar mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir.
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 nci maddesi hükmü uyarınca, mahsup işleminin yapılabilmesi için yazılı başvuru şartı aranmaz. Söz konusu mahsup işlemi 6183 sayılı Kanunun 47 nci maddesi hükmü de dikkate alınarak ilgili vergi dairesince re'sen yapılır.
Mahsup işlemi yıllık beyannamenin verildiği tarih esas alınarak yerine getirilir. Mahsubu yapılacak vergi borçları için vade tarihinden, yıllık beyannamenin verildiği tarihe kadar gecikme zammı uygulanır. Dolayısıyla bu tarihten sonra söz konusu vergi borçları için gecikme zammı uygulanmaz.
Mahsup sonucu iadesi gereken miktarın bulunması ve bu tutarın beyannamenin ilgili tablosuna yazılmış olması, mükellefçe yazılı olarak yapılmış iade talebi olarak kabul edilir. Yıllık beyannamenin ilgili tablosunda/satırında gösterilmeyen geçici verginin mahsuben veya nakden iade edilebilmesi için o yılın sonuna kadar Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 429)’nin ekinde yer alan iade talep dilekçesi (1B)’nin verilmesi gerekir.
Yine eskisi gibi, geçici verginin gerek mahsuben gerekse nakden iadesinde herhangi bir tutar sınırlaması olmayıp, geçici verginin ödenmiş olması yeterlidir. Geçici vergiye ilişkin iade taleplerinde teminat ve inceleme raporu aranmayacaktır.
Vergi borçlarına mahsup talebi halinde bu talebin Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 429)’nin ekinde yer alan iade talep dilekçesi (1C) ile vergi dairesine bildirilmesi gerekmektedir.
315 sıra nolu Tebliğle eklenen 4’ncü paragraftan sonra, 252 nolu Tebliğin 4.2 bölümü şöyle olmuştur:
Nakden iade talebinin yerine getirilmesi için tevkif yoluyla kesilen vergilerin, ilgili vergi dairesine ödenmiş veya tahakkuk ettirilmiş olduğuna ilişkin belgenin istenildiği durumlarda, vergi sorumlusunun ödeme yapmaması veya hiç beyanda bulunmaması nedeniyle söz konusu belge ibraz edilemiyorsa, bu durum bağlı olunan vergi dairesine mükellef tarafından bildirilir.
Konu, ilgili vergi dairesi tarafından vergi sorumlusunun bağlı olduğu vergi dairesine iletilir ve verginin tahakkuku veya tahsili için gerekli işlemlere ivedilikle başlanır. Verginin tahakkuku ve/veya tahsilinden sonra nakden iade işlemleri bu Tebliğin 1.3.2. bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde yerine getirilir.
Vergi kesintisi yapanlarca kesilen vergilerin tahakkuk ettirilmiş olmasına rağmen tecil, taksitlendirme veya borçların yeniden yapılandırılması nedenleriyle ödenmemesi durumunda, mükelleflerce ilgili kurum veya kuruluşlarca istihkaklarından kesinti yapıldığına ilişkin belgeye tecil veya taksitlendirme yapıldığına ilişkin ilgili kurumdan alınacak yazının eklenmesi yeterlidir.
6183 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesi[1] kapsamında bu Kanun hükümlerine göre borçlu durumda olan kurumlara ait taşınmazların Hazine ve Maliye Bakanlığınca satın alınması ve taşınmazın değeri kapsamında söz konusu kurumların vergi borçlarının terkin edilmesi durumunda, bu kurumlar tarafından tevkif edilen vergilerin bu kurumların terkin edilen vergilerine tekabül eden kısmının kaydi olarak tahsil edildiği kabul edilir, nakden ödeme şartı aranmaz ve adına tevkifat yapılan mükelleflerin nakden iade talepleri yerine getirilir.
252 sıra nolu Tebliğin ‘’4.3 Adına Vergi Kesintisi Yapılan ile Gelir Sahibinin Farklı Gerçek veya Tüzel Kişi Olması’’ başlıklı bölümünün dördüncü paragrafında yer alan “Bankalarca, özel finans kurumlarınca” ibaresi “Bankalarca” olarak değiştirilmiştir.
252 nolu Tebliğe “4.5. Tebliğ Düzenlemelerinin Geçerli Olacağı İadeler” başlıklı bölümden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.
“4.5.1. Sonuçlanmamış iade talepleri
Bu bölümün yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla sonuçlanmamış iade talepleri hakkında bu bölümü ihdas eden (315 sıra nolu) Tebliğ hükümleri uygulanır.”
252 nolu Tebliği değiştiren 315 sıra nolu GVK Tebliği 6 Ekim 2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu Bülten konusunda ek sorunuz olması halinde lütfen aramakta tereddüt etmeyiniz. Bu bülteni www.penetra.com.tr adresinden her zaman yükleyebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Diğer taraftan, bültenlerimiz mevzuattaki gelişmeleri özet olarak vermeyi amaçlıyor olup, uygulamanın doğru ve eksiksiz olarak yönlendirilmesi açısından daima profesyonel destek almanızı tavsiye ederiz.
Dr. İbrahim Tutar
Yeminli Mali Müşavir
[1] 6183 s. Kanun, Geçici 8’inci Madde:
31/12/2023 tarihine kadar uygulanmak üzere, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dahil 8.6.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tâbi iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri, 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Kanuna tâbi faaliyeti devam eden kamu bankaları, büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların, Devlete ait olan ve bu Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık, mülkiyeti bu idarelere ait ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazlarından merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerince ihtiyaç duyulanlar ile 29/6/2001 tarihli ve (18.04.2013 tarih ve 28622 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6456 Sayılı Kanunun 13.maddesiyle değişen ibare)4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilecek olanlar, 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine göre oluşturulacak komisyon tarafından takdir edilecek değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak bütçenin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin Maliye Bakanlığınca satın alınabilir.
Bu idarelerin satın alınan taşınmazlarının tapu işlemlerine esas olan ve yukarıda belirtilen şekilde tespit edilen değerine eşit tutarda Devlete ait olan ve bu Kanun kapsamına giren borçları terkin edilir.
Bu madde hükmü, yukarıda sayılan kuruluşlar dışında kalan, borcunu ödemede çok zor duruma düştüğü inceleme raporu ile tespit edilen ve vergi dairelerine bu Kanun kapsamına giren borcu bulunan diğer mükelleflerin (tüzel kişiliği bulunanların ortaklarına ait olanlar dahil) taşınmazları için de uygulanabilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Dr. İbrahim Tutar
Yeminli Mali Müşavir
Sayfamızı Paylaşın
|